9 Eylül 2007 Pazar

Rockn Coke Fotoları

Rockn coke Fotoları Grup Gripin Gripin

Rockn Coke Fotoları

Rockn coke Fotoları Grup Gripin Gripin

Gripin her derde deva (Röportaj)

Tolga AKYILDIZ

Gripin’in, bir dönem İstanbul’un en iyi cover gruplarından biri olduğunu söylemek isterim.

Bir yandan cover programlarını icra ederken sahnede pişiyor, bir yandan da kendi şarkılarını yazıyorlardı. Derken hepimizin merakla beklediği albümü çıkardı Gripin. Uzun zamandır yapılmış en iyi ilk albümlerden biriydi "Hikayeler Anlatıldı". Bunu Gripin’in, sound olarak yaygın Türk rock sound’u içinde belirgin bir şekilde farklılaşmasına da bağlamak mümkün, albümde bir tane boş şarkı olmamasına da, şarkılardaki masalsı anlatıma da, kolay algılanır melodik yapıların üzerine yazılan samimi ama sarsıcı sözlere de... Kısacası, iyi bir albümde olması gereken ne varsa "Hikayeler Anlatıldı"da vardı.

SAHNELERİ ÇOK İYİ

Albüm hak ettiği yere geldi mi? Ne yazık ki, hayır. Gripin hak ettiği yere geldi mi? Ona da hayır tabii. Ancak izleme fırsatı bulanlar bilirler; Gripin’in çok iyi bir sahnesi vardır. İlk albümle birlikte bolca konser verme fırsatı bularak şarkılarını geniş kitlelerle buluşturmuş, insanları hep bir ağızdan söyleme kıvamına kolayca getirmiş ve kendi cemaatini yaratmıştır Gripin.

Tam bu noktada Sony BMG’nin yapımcı ortağı Grgdn’dan söz etmek istiyorum. Gripin, MaNga, Emre Aydın; Vega, Göksel gibi önemli isimlerin menajer şirketi Grgdn; Sony BMG’ye bir süredir albümlerin yapımcılığında da ortak oluyor. Geçtiğimiz hafta yazdığım ve menajer şirket modelini açıklamaya çalıştığım yazımda sözünü ettiğim dönüşümü büyük ölçüde gerçekleştirmiş bir şirket. Sanatçıları adına hem toplu olarak hem de ayrı ayrı bolca konser anlaşması imzalamakla kalmadı; popüler gruplarının alt grubu olarak tanıtmak istediği yeni isimlere şans verip büyük bir başarı kazandı geçtiğimiz dönemde. Örneğin Emre Aydın şarkılarını albüm piyasaya çıkmadan herkes ezbere söylüyordu Gripin, MaNga ya da Vega konserlerinde. Albümün büyük bir hızla ticari bir seçenek olma özelliğini yitirdiği bir dönemde ne kadar doğru bir yaklaşım öyle değil mi? Şimdi Gripin’in kendi adını taşıyan ikinci albümünün en önemli tanıtım ayağı da Emre Aydın konserleri olacak büyük olasılık.

BU ALBÜM DAHA OLGUN

Lafı fazla dolandırmadan asıl konumuza, Gripin’in ikinci albümüne dönelim. Albüm piyasaya çıkmadan önce sound’un daha sert ve elektronik olacağına dair tüyolar almıştım. Bu nedenle, Hikayeler Anlatıldı’nın şarkı kalitesi açısından çıtası çok yüksekti. İkinci albümün sound’a fazla odaklanan ve şarkıyı es geçen bir tutumu mu olacaktı acaba? Böyle olursa işlerin Gripin açısından iyice güçleşeceği kesindi çünkü.

Neyse ki korktuğum başıma gelmedi. Şarkılar açısından ilk albümle rahatça aşık atacak kalitede, sound açısındansa ilk albüme kıyasla daha olgun bir Gripin’le karşı karşıyayız. Hani benzetmek gerekirse, Muse’un elektronikliği kadar bir elektroniklik düşünün. Solist Birol Namoğlu’nun da vokal olarak kendini geliştirdiğini söylemek isterim. Emre Aydın, Manga’dan Ferman ve Pamela ile yapılan düetlerse albüme güç katıyor.

Albümün prodüktörlüğünü, Gripin’le birlikte düzenlemelerini, kaydını, miksini yapan Haluk Kuruosman farklı bir müzik adamı. Piyasa klişelerine göre değil, daha çok orijinal sound yaratmaya dönük bir anlayışı var. Üstelik bu sound’u şişik bir egoyla sanatçıya rağmen değil, sanatçıyla birlikte oluşturuyor. Tıpkı iyi bir müzikal prodüktörün yapması gerektiği gibi. Emre Aydın’ın albümünde de öyleydi, şimdi Gripin’in ikinci albümünde de öyle. Çok değişik müzikal alanlardan beslendiğini ben hissedebiliyorum ve farklı projelerde ve sound’larda neler yapacağını çok merak ediyorum açıkçası.

Hiç abartısız tüm şarkılarını sevdiğim Gripin albümünden, sizin güzel hatırınız için öne çıkan birkaç parçayı da saymadan geçmeyeyim... "Böyle Kahpedir Dünya", "Sensiz İstanbul’a Düşmanım", "Sustukların Büyür İçinde", "Hiç Gelme Gideceksen", "Baba Mesleği" ve "Dört".

İki albümü hakkıyla dolduracak güçte onca iyi şarkı yazan Gripin’e iyi şarkının mumla arandığı şu dönemde ayrıca teşekkür etmek isterim.

Kaynak : http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=6286502

Rockn coke videoları

Gripin-Ferman / Baba Mesleği (Rock'n Coke 07)

Rockn coke videoları

gripin rock'n coke 2007-canlı performans-cumartesi

Gripin Rock'n Coke’ta

Gripin, 1-2 Eylül tarihlerinde Hezarfen Havaalanı’nda 5.si düzenlenen Türkiye’nin en büyük açık hava müzik etkinliği olan Rock'n Coke’ta sahne aldı. Cumartesi günü ana sahnenin açılışını yapan Aslı’nın ardından sahne alan grup; Elalem, Baba Mesleği, Boşver, Sustuklarım Büyür İçinde, Hiç Gelme Gideceksen, Sensiz İstanbul'a Düşmanım gibi sevilen parçalarının yanı sıra, Dalgalandım Da Duruldum coverını da seslendirdi. Düet parçaları “Baba Mesleği”ni beraber seslendirmek için Manga’nın solisti Ferman’ın da katılımıyla seyirciyle buluşan Gripin başarılı bir performans sergiledi.

2 Haziran 2007 Cumartesi

Ferman-Gripin (Yuxexes)

Gripin'den Canlı Performans - 5 Nisan 2007 Yayını (Video)

İlaç gibi grup: Gripin (Röportaj)

Özellikle gençler tarafından çok sevilen rock grubu Gripin’in 5 üyesi nasıl kurulduklarını, ne yapmak istediklerini içtenlikle anlattı. Yurtdışından çok Türkiye’de tanınmanın daha gurur verici olduğunu söyleyen grup, “Türk insanına müzik sunmak bizi mutlu ediyor” dedi...

Bugünkü konuklarım özel ve kalabalık bir grup... Onlar gençliğin yeni gözdesi... Pırıl pırıl 5 gençten oluşan Gripin grubu ile söyleşimizi Sony Müzik’te gerçekleştirdik. Bana müziğe nasıl başladıklarını, isimlerini nasıl bulduklarını, özel hayatlarını, açık açık anlattılar ve ilave ettiler; "Bu açıklamalar sadece Bugün Gazetesi için."

Gençler, neden rock müziğini seçtiniz?

Biraz komik olacak verdiğimiz cevap ama genelde orta okul yıllarında dans etmeyi sevmeyen insanlar olduğumuz için bu müziğe yöneldiğimizi düşünüyoruz. İçine kapanık insanlarız biz, biraz da utangaç yapımız var. Grubumuz İlker Baliç, Murat Başdoğan, Birol Namoğlu, Arda İnceoğlu ve Evren'den oluşuyor. Evren askerde. Aramızda bir tek o evli. Dört kişi bekarız ve hayatı içine kapanık yaşıyoruz. Özgürlüğümüze düşkünüz, evlenmeyi de düşünmüyoruz.

Gripin grubu nasıl oluştu?

Bu cevabı ben vereyim (Birol Namoğlu). Grubu ilk şu an askerde olan Evren arkadaşımla birlikte düşündük. Kuruluş amacımız sadece pazar günleri hoş zaman geçirmek ve müzik yapmak. Çünkü ondan önce biz Evren'le lise ve üniversite yıllarında beraberce amatör müzik yapıyorduk. Festivaller, yarışmalar, konserler derken 1 yıl ara verdik. 2000’in Şubat ayında 5’imiz de tesadüf eseri bir arkadaşımızın bar açtığını öğrendik. Teklif geldi bir tek cumartesi geceleri çalalım dedik. İş vardı ama henüz grubun ismi yoktu.

O zaman Gayrettepe'de stüdyomuz vardı. Orda bir tabelada "Gripin" ismini gördük. Bize afiş yapılacak ama adımız yok. Ben de "Gripin" olsun dedim. Çünkü o afişte "Gripin"in reklamını çok güzel bir kadın yapıyordu. O kadın geldi aklamıza ve grubun adı kondu. 4 yıl boyunca her cumartesi barda müziğimizi yaptık. 2004'te de ilk albümümüz olan "Hikayeler Anlatıldı"yı çıkardık. 2005'te Gergedan ve Sony Müzik beraberliğinde "Hikayeler Anlatıldı" albümümüzün ikinci baskısı yeni düzenlemeleriyle tekrar piyasaya sunuldu. Şimdi de "Gripin" albümümüzü çıkardık. Ve bugüne kadar geldik. Artık istediğimiz müziği yapmış olduğumuzu düşünüyoruz. İlk klip çalışmamızı "Böyle Kahpedir Dünya" şarkısına çektik. O da bir yandan yayınlanıyor, onu da Gürce Keltek çekti. Çok tatlı bir yönetmen inşallah 2'sini de o çekecek.

İlk albümünüzü yaparken bugün göreceğiniz ilgiliyi tahmin ediyor muydunuz?

Açıkçası böyle bir patlama ve ilgi beklemiyorduk. Sadece insanlarla paylaşmak istediğimiz şeyler vardı, onları paylaştık. Aslında İstanbul dışında patladık. Yani İstanbul'da bar programı yaparken, bir anda kendimizi şehir dışında, hiç görmediğimiz yerleri görür ve bir sürü konser içinde bulduk. Anadolu'yu dolaştık. Tek amacımız daha fazla insana ulaşmak. Her zaman her şeyin daha iyisi vardır.

Anadolu'yu sevdik onlardan bir parça olmak istiyoruz diyorsunuz, peki ya Avrupa için ne düşünüyorsunuz?

Ya biz çok büyük hayaller kuran adamlar değiliz. Ama önce kendi insanımıza, kendi gençliğimize bir şeyler öğretip, müziği sevdirmek istiyoruz.

Gelecekle ilgili projeleriniz neler?

Bizim her şeyimiz müzik. Bundan sonra hayatımızda hep müzik olacak. Onsuz yaşayamayız.

Daha fazla kitlelere ulaşmak için ne düşünüyorsunuz? Örnek aldığınız sanatçılar var mı? Rock dışına çıkmayı düşünüyor musunuz?

Bülent Ortaçgil özellikle söz yazarı olarak süper. Sonra MFÖ ve Moğallar var. Ayrıca genç jenerasyondan Mor ve Ötesi ile Duman çok sevdiğimiz gruplar. Rock müziği yapıyoruz bunun dışına çıkmayız diye asla bir sınırımız olmadı. Biz kendi içimizdeki müziği üretiyoruz, bunun için de müziğimizi ve bestelerimizi bizim gibi hissedeceğine inandığımız sanatçılar her zaman okuyacak.

İbrahim Tatlıses derse ki bu hikayeyi güzel anlatmışınız ben bu besteyi okurum, yürekten inanıyoruz ki bestemiz çok fazla insan tarafından dinlenir.

Rock tarzında çok grup var, o gruplardan sizi ayıran bir özellik var mı?

Rock müzikte kesin alt yapı ve emek gerekli. Bütün besteleri kendimiz yapıyoruz. Önce yaşıyor, sonra besteliyor, sonra da hayata geçiriyoruz. İşte bunun için ilk albümümüzün adını "Hikayeler Anlatıldı" koyduk. Yazdığımız hikayeler bire bir bizim yaşadığımız, bizim hayatlarımız ve bizim aşklarımız ile etrafımızda olanlar ya da hayatın bizi götürdüğü noktalar. Biz ne yazıyorsak hakikaten olmuştur.

Şarkılarınız nasıl doğuyor?

Bazen acı çekmek ve şarkı yazmak için aşık olduğumuzu düşünüyoruz. Bizde mi problem var ilişkimizde mi? arayıp yazıyoruz. .. Genç kızlar bunu duymasın arkadaşlar... İşte bu konuştuklarımız hep hayatın kendisi bizim gerçeğimiz.

Bugün Gazetesi

Gripin - Elalem (Video)

Gripin - Karışmasın Kimseler (Video)

5 Mayıs 2007 Cumartesi

Yasak Elma Gripin Geliyor

Yasak elma Gripin geliyor



Dört gözle beklediğimiz Gripin’in albümü bugün Sony BMG & GRGDN ortak yapımı ile müzik marketlerde yerini alıyor.

"Böyle Kahpedir Dünya" şarkısı bir haftadır radyolar aracılığıyla hayatımıza girdi ve ağzımızdan düşmüyor. İşte "Gripin" albümünün ilk röportajı.

Sonunda yeni albümünüze kavuştuk. Biraz bahseder misiniz Gripin’den?

1,5 sene sadece kaydı sürdü. Stüdyo bağlı bulunduğumuz şirkete ait olduğundan rahat rahat çalıştık. Akustik albümden sonra ne yapmak istiyorsak onu yaptık denebilir. 2005 Nisan’dan beri kafamızda olan ama hiç bir araya gelip de konuşmadığımız, "Evet, biraz elektronik destekli olsun, şöyle olsun, böyle olsun" dediğimiz bir altyapıyla oluşturduk yeni albümü. Konuşmadan hallettik bunu, biz kendi açımızdan çok tatmin olduk.

Bir konsepti var diyebilir miyiz?

Dışarıdan nasıl görünüyor bilemiyoruz ama bizce var.

Yaylılar ve elektronik altyapılar dikkat çekiyor...

Evet, müzikal olarak altı çok dolu. Bizim açımızdan metronomu daha yüksek, hatta kendi açımızdan daha cesur ve sert buluyoruz bu albümü.

Gripin’in hep farklı bir duruşu vardı, yeni bir sound denemek sizi korkutmadı mı?

Bu albüm de Gripin. Gerek vokal melodileri, gerekse sözler yine Gripin’i çağrıştırıyor. Sadece yapmak istediğimiz müzik biraz daha farklıydı. Buna da 2005 Nisan’ında karar verdik.

Şarkılarda Haluk Kurosman imzasını ve tarzını net şekilde görebiliyoruz...

Doğru, bu albümde ilk albüme oranla çok daha fazla Haluk Kurosman katkısı var tabii.

Emre Aydın’la düet yaptığınız şarkıda ses tonlarınızın birbirine yakın olması risk yaratmadı mı?

Evet, biraz yakın. Düet yapmamızın en büyük sebebi Emre Aydın’ın söz ve müzikte katkısının bulunması... Söylemese olmayacaktı. Güzel oldu.

Emre Aydın’ın dışında Manga’dan Ferman’la ve Pamela ile düet yaptınız...

Ferman’la Rocco turnesinden, yani 2005 yılından beri ortak çalışma yapmak istiyorduk. Sonra "Baba Mesleği" şarkısını yazınca, rock’ın protest ruhunu rap müzik de taşıdığı için Ferman’la çalıştık. "Zor Geliyor" ise çift taraflı yazılmış bir şarkıydı. Bir kadın, bir erkek gerekiyordu. Pamela oldu.

"Baba Mesleği" albüm konseptinin dışında olan tek şarkı ve rap öğeler barındırıyor. Biraz bahseder misiniz hikayesinden?

İlk albümde de yaşadıklarımızdan, gördüklerimizden etkilenip yazıyorduk. Bu şarkıda da öyle oldu. Nakaratı çıktı önce. Ferman Türk insanının ağzından konuşuyor, ben de "Dikkat edin" diyorum. Nakaratta ise bunları yaşayan bir çocuğun ağzından olayları anlatıyoruz.

"Böyle Kahpedir Dünya" radyolarda sıkça dönmeye başladı. Şarkıyı dinlerken bir film izleme isteği doğuyor içimize...

O şarkının klibi de öyle olacak. Film gibi bir senaryosu var.

Biraz anlatır mısınız?

Gürcan Kerkek çekti klibi. Biz de son halini görmedik ama fikir çok güzel. İstanbul’un çeşitli yerlerinde çekildi. Yalnızlık, aşk, uyuşturucu, ölüm ve İstanbul üzerine kurulu bir senaryosu var.

Klibi neden düet parçalardan birine çekmediniz?

"Böyle Kahpedir Dünya" şarkısını yaptığımız zaman ona klip çekeceğimize karar vermiştik. O zamanlar düet şarkılar da oluşmamıştı. Bundan sonraki klip, düet şarkılardan birine gelebilir.

Youtube’da Emre Aydın’la olan bir klibiniz var gerçi (!); albümünüzden önce o çıktı.

Yaa, evet. Nasıl oldu, nasıl çıktı anlamadık. Şarkının da tam bitmiş hali değil o. Bu şekilde şarkımızın alınması etik değil tabii. Klibi yapana ulaştık, konuştuk falan ama onun suçu da değil. Sonuçta ona kadar nasıl gider ki? Ona ulaştıranların suçu.

Şarkılara baktığımızda, tek bir söz ya da bestede üç ayrı kişinin adını görüyoruz. Zor olmadı mı böyle kalabalık çalışmak?

Hiç zor olmadı. Aklımıza bir söz geldiği zaman birbirimize mesaj atıyoruz, ama sonuçta kadınların bize yaşattığı şeyler çok farklı değil. Bu yüzden benzer duyguları benzer şekilde yazıyoruz. Müziği bile hiç konuşmadan yapıyoruz. Çok iyi bir iletişimimiz var. Uzun yıllardır beraberiz.

İlk albümde "Üç" diye bir şarkı vardı, bu albümde de "Dört" var...

"Üç"ün devamı o şarkı, "Beş"i de yapmayı düşünüyoruz.

Yeni konserleriniz olacak mı?

İstanbul konserinden sonra turneye çıkacağız. Ege, Akdeniz, İç Anadolu’yu kapsayan bir tur olacak ama tarihleri henüz belli değil.

Albüm kapağında elmaya uzanan bir kadın eli var, yasak elma mı o?

Evet yasak elma ve oradaki elma Gripin, biziz yani. "Siz kadınlar, elinizi uzattınız da ne oldu?" gibisinden bir gönderme var.

Hürriyet/kelebek - 26 Şubat 2007

Gripin: Rock Müziğin ‘Ağrı Verici’si

Günümüz Türk rock müziğinin sevilen gruplarından Gripin, adını verdiği ikinci albümünü yayınladı. Gripin, sekiz yıl önce müziğe ‘cover’ yaparak başlayıp ‘underground rock’ dünyasında hızla yürümüş bir grup. 2004’te kendi şarkılarından oluşan ilk albümlerini yayınlayıp yer üstüne çıktılar. Bugünlerde şarkıları radyolarda sıkça çalınıyor, klipleri kanallarda dönüyor.
Gripin’i daha önce dinlemediyseniz ve adına bakıp da ‘ağrıma iyi gelir’ diye dinlerseniz yanılırsınız. Bu Gripin bilakis, ağrıyı artırıyor, dokunuyor. Çünkü her şeye ‘iyi gelen’ Gripin’in, o strafora benzer kabuğuyla boğaza düğümlenen yanını oluşturuyorlar daha çok. Kendileri de öyle diyor zaten: “Adını aldığımız ilaçla pek örtüşmüyoruz. O ilaç ağrıya iyi geliyor, biz ise artırıyoruz. Bizim şarkılarımız ağlatır.” İşte yeni albümlerindeki bir şarkıdan ve yaşadığımız zamana ilişkin bir tespiti içeren ‘ağrı verici’ örnek bir cümle: ‘Kanla karışık yağmurlarla özgürlük yağıyor üstümüze’. Grupla yaptığımız söyleşiyi merak ediyorsanız…

Türkçe sözlü rock müziğin sevilen gruplarından Gripin, kendi adını verdiği ikinci albümünü geçtiğimiz günlerde SONY BMG etiketiyle yayınladı. Grubun ünü genç müzik dinleyicileri içinde hayli yüksek. İnternet sitelerindeki forumlarda ve sözlüklerde onlarla ilgili her gelişme sıkı bir biçimde takip ediliyor. Müziğe ‘cover’ yaparak başlayıp daha sonra kendi müziğine yönelen ve sekiz yıldır müzik üreten grubun ömrünün yarısı yeraltında, yarısı yerüstünde geçti. 2004’te yayınladıkları ilk albümleri ile yerüstüne çıkan grubun beş üyesi var. Grubun iki kurucusu Birol Namoğlu (solist) ve Evren Gülçığ (bas gitar). Diğer üç üye ise Arda İnceoğlu (klavye), Murat Başdeğen (elektrik gitar) ve İlker Baliç (davul). Daha önce dinlemediyseniz adına bakıp da ‘içimdeki sancıya iyi gelir’ derseniz yanılırsınız. Bu Gripin bilakis, sancıyı artırıyor. Çünkü her şeye ‘iyi gelen’ Gripin’in, o strafora benzer kabuğuyla boğaza düğümlenen yanını oluşturuyorlar daha çok.

Söyleşide, askerde olduğu için Evren yoktu. Bu yüzden Birol, Evren’in yerine de konuştu. Daha çok Birol’un cevap vermesi bu yüzden. Tabii grubun solisti olduğu için şarkıları söylemek gibi, grubu anlatmak da daha çok ona düştü.

Ömrünüzün yarısı yeraltında, yarısı yerüstünde geçti. İkisi arasında fark var mı?

Birol:İkisi arasında dağlar kadar fark var. Performansların, festivallerin olduğu o dönemin keyfi başka. İstanbul’da bir dinleyici kitlemiz vardı. Cover şarkılar yapıyor, eğleniyorduk. Daha sonra besteler yapmaya, konserler vermeye başladık. Albümden sonraki ikinci dört yılda ise yine içimizden dökülenleri paylaştık dinleyici ile; ama daha zordu. Anadolu’da da tanınmaya başladık ve daha çok kendi emeğimizi paylaşıyorduk.

Underground dinleyici, grupla kendini özdeşleştirir genelde, grup yerüstüne çıktıktan sonra biraz bozulur, grup elinden çıkmış gibi olur. Sizde de oldu mu?

Arda:Olmadı. Aksine büyük destek verdiler. Yanımızda olduklarını hep hissettirdiler.

Birol: Onlara ‘artı birler’ diyoruz. Gripin artı bir yani. Sanki beş yüz kadar değiller de üç bin kişilermiş gibi hissettirdiler kendilerini.

Murat:Konserlerde bestelerimizi çalarken gelen isteklerin ‘cover’lardan değil de bestelerimizden olması, bizi kendi şarkılarımızı söylemeye, albüm yapmaya motive etti.

Birol: Eski uçaklar ilk çalıştırılırken pervaneleri elle çevrilir ya... O günkü dinleyicilerimiz o eldi. Motor çalıştı ve seyir sürüyor.

Gruplar genelde ilk albümlerine kendi adlarını verir. Sizde neden ikinci albümde?

Birol:Şarkılarımız hazırdı. Ancak bilincimiz, teknik altyapımız bugünkü müziğimizi yapmamız için eksikti. Noktasına, virgülüne kadar, içimizden gelmiş, her cümlesine emek harcanmış, ‘Gripin’in yapmak istediği budur’ dediğimiz albüm oldu bu. O yüzden adımızla yayınlamak istedik.

Gruplar ‘kendi müziğini yapabilmek’ için prodüktöre teslim olmaz, düzenlemeyi de yapmak ister. Prodüktörle çalıştınız. Kendi müziğinizi yapmayı engelledi mi bu?

Murat: Prodüktörün yaptığını, dışarıdan bir müdahale değil, onu içimizden biri olarak gördüğümüz için Gripin’in yapmak istediğinden farklı bir şey çıkmadı.

Birol:Avantajımız, Haluk Kurosman’ın sadece prodüktör değil; bize bir abi olması, müzikal anlayışlarımızın örtüşmesi... Doğru prodüktör ile çalışıldığında bir avantaj bu.

Arda: Yapımda bir süre sonra objektif olamıyorsunuz yaptığınıza. Daha güzel olabilecek bir şeyi ya da bir hatayı görmüyorsunuz.

İlker:Bizi çok iyi tanıyan ve sanki içimizden birinin müdahalesi gibiydi.

Albümde Emre Aydın, Pamela ve MaNga’dan Ferman var. Nasıl oldu?

Birol: Uzun zamandır bir tanışıklığımız var Ferman ile. Zaten bir gün bir şey yapacaktık. Rap’in protest ruhuna uygun düştüğünü düşündüğümüz bir şarkıda, yine bu türün sokak ağzına uygun bir bölüm vardı ve Ferman’sız olmazdı. Emre ile olan ise tamamen tesadüf. Albümün sonuna gelmişiz, yorulmuşuz. ‘Sensiz İstanbul’a düşmanım’ şarkısının büyük kısmı belli; ama eksikti. Zaten burada aynı stüdyoyu paylaşıyoruz. ‘Bir el at bakalım ne çıkacak’ derken öyle oldu.

Murat:Gördük ki hem tarzı hem de ses rengi çok uygundu bu şarkıya. Yazmışken de söylemesini istedik. O da kırmadı ve söyledi.

İlker:Pamela’nın düet yaptığı ‘Zor Geliyor’da kadın-erkek düet gerekiyordu. Güzel olacağını düşündük ve teklif ettik. Çok şey kattı parçaya, güzel oldu.

Gripin adı sizinle ne kadar örtüşüyor?

Birol:Bir espri ile yola çıktı ve kaldı. Değiştirme şansımız da olmadı. Olsaydı değiştirir miydik, onu da bilmiyoruz.

İlker:Ama bu ilaçla pek örtüşmüyoruz. O ilaç ağrıya iyi geliyor, biz ise artırıyoruz. Bizim şarkılarımız ağlatır.

İlk albümdeki ‘Karışmasın Kimseler’i neydi bu kadar sevdiren, müziği mi, sözü mü, sadakate yaptığı vurgu mu?

Birol: Gerçek olması sanırım. Tam anlamıyla dökülmüş bir gerçekliği dillendiriyor. Modern dünyada, büyük şehirlerde o duyguyu bulmak hakikaten zor, o derece bir aşk ve sadakatin bulunmazlığıydı belki.

Murat:Sözlerin samimiyetinden. Sonuçta herkesin yaşadığı bir durum.

Albümün ‘Karışmasın Kimseler’i hangisi?

Birol:‘Sensiz İstanbul’a Düşmanım’ ve ‘Hiç Gelme Gideceksen’.

Bu albümün tanıtım konserleri olacak mı?

Birol:İlk konser 13 Nisan’da İstanbul’da. Sonra Karadeniz’den başlayacak ve pek çok ili kapsayacak bir turne programımız var.

Son albümdeki ‘Baba Mesleği’ politik duruşu ve mesajı ile dikkat çeken bir şarkı...

Birol:Bombalanan Bağdat’ta, Beyrut’ta ya da başka bir şehirde hayatını kaybetmiş, daha yürümeyi bile bilmeyen bir çocuğun ağzından dökülenlerden ibaret ‘Baba Mesleği’. Bu tabloya sebep olanların en tepesinde görünen baba ve oğula işaret ediyor. Ferman da sokaktaki adamın diliyle, o güçlere sesleniyor, bize bulaşmayın diyor. Uyanık olmamız gerektiğini hatırlatan bir şarkı bu.

‘Kanla karışık yağmurlarla özgürlük yağıyor üstümüze’ sözünü söyleyen ne size?

İlker:Şarkılarımızda hikâyelerimizi, şahit olduklarımızı anlattık hep. Şu anda bunu yaşıyoruz. Bütün dünya yaşıyor bunu. Buna bir isyanımız bizim... Bombardımanlardan sonra el kadar bebeklerin cesetleri çıkarıldı enkazların altından, buna bir tanıklık...

Acı bir hava tahmini veriyorsunuz bir bakıma: Havada kanla karışık yağmur var...

Birol: Geleceğe ve bugüne dair hissettiğimiz hava tahmini bu. Aşkta da karamsardı. Ya da daha gerçekçi, daha hassas... Bir popçu böyle bir şarkı yapsa, herkese hitap etme kaygısı olduğu için dinleyici kaybeder. Bizim böyle bir derdimiz yok.


Röportaj: Burhan Eren

Zaman Gazetesi - 01 Nisan 2007

Gripin-Böyle Kahpedir Dünya (Klip)

Sensiz İstanbul'a düşmanım'a klip çekildi...

Yakın zamanda ikinci stüdyo albümü ile yeniden hayranlarının karşısına çıkan Gripin; yeni albümü Gripin 2007'nini ikinci video klibinin çekimlerini tamamladı. emreaydın'ın grup ile düet yaptığı Sensiz İstanbul'a Düşmanım adlı şarkının klibinde de emreaydın gruba eşlik etti. İstanbul manzaralarından ve Performans görüntülerinden oluşan klip yakında müzik kanallarından izlenebilecek.

Gripin - Turne Programı

25.04.2007 - Adana / Ora Cafe
26.04.2007 - Mersin / Armada
27.04.2007 - İskenderun / Şalen Bar
28.04.2007 - Antakya / Vivaldi Bar
29.04.2007 - Kayseri / Kayseri Kültür Merkezi
30.04.2007 - Gaziantep / Kalender Plaza
02.05.2007 - Malatya / Renkli Düğün Salonu
03.05.2007 - Diyarbakır / Dicle Üniversitesi
04.05.2007 - Erzurum / Dedeman Otel
05.05.2007 - Ordu / Ordu Sineması
07.05.2007 - Samsun / Büyük Otel
09.05.2007 - İzmit / Adress Bar
10.05.2007 - Konya / Kulübe Cafe
12.05.2007 - Ankara / Ankara Üniversitesi
13.05.2007 - Çanakkale / Kolin Otel
14.05.2007 - Aliağa
15.05.2007 - Muğla / Alem Bar
16.05.2007 - Denizli / Açık Hava Tiyatrosu
17.05.2007 - Aydın / Gramafon Bar
25.05.2007 - İstanbul / Üsküdar Amerikan Koleji
26.05.2007 - İstanbul / İstanbul Bilgi Üniversitesi

Gripin & Emre Aydın - Sensiz İstanbul'a Düşmanım

10 Mart 2007 Cumartesi

Şarkı Sözleri - Böyle Kahpedir Dünya

Söyle kaç yaşındasın
Dertlerin başındasın
İstisnasız her an
Geçmişi özlüyorsan

Bilmem kaç yaşındasın
Gözleri yaşlardasın
İstisnasız her an
Yarını düşlüyorsan

Yolculuk nereye
Neler uğruna ölmeye
Dört yalnızlıkla bir doğruyu götürmeye

Hadi durma ağla,ağla
Yaşlar kurur zamanla,ağla
Böyle kahpedir dünya
Son bulur kollarında

Hadi durma ağla,ağla
Yüzünü ıslatmasan da ağla
Belki hepsi bir ruya
Son bulur kollarında

Söyle kaç yaşındasın
Herkes kadar yalnız mısın ?
İnce ince titremen
Soğuktan mı sanırsın ?

Bilmem kaç yaşındasın
Herşeyin farkındasın
Acılar biriktirip
Damla damla harcarsın

Yolculuk nereye
Kimler uğruna ölmeye
Dört yalnızlıkla bir doğruyu götürmeye

Hadi durma ağla,ağla
Yaşlar kurur zamanla,ağla
Böyle kahpedir dünya
Son bulur kollarında

Hadi durma ağla,ağla
Yüzünü ıslatmasan da ağla
Belki hepsi bir ruya
Son bulur kollarında

Şarkı Sözleri - Sanane Bundan

Bugün senin
Yarın senin
Kimlerlesin bana ne bundan
Yıllar benim , değerini bilirim
Kimlerleyim sana ne bundan kime ne bundan

Her sabah uyandığımda yanımdaki kadınlar sana benziyorsa sana ne bundan?

Belki çeker giderim vurup sırtıma yalnızlığımı
Bir dön bak ne kaldı elinde
Üç beş içi boş hikaye
İster gel diz çök önümde
İstersen gezsinler teninde
Ölemem ölenle

Aklın selim, vücut senin
Kimlerlesin ve kimle seviştin ?
Bana ne bundan

İsmi neymiş kimin nesiymiş güzel miymiş
Sana ne bundan? kime ne bundan?

Her sabah uyandığımda yanımdaki kadınlar sana benziyorsa sana ne bundan?

Belki çeker giderim vurup sırtıma yalnızlığımı
Bir dön bak ne kaldı elinde
Üç beş içi boş hikaye
İster gel diz çök önümde
İstersen gezsinler teninde
Ölemem ölenle
Offf

Şarkı Sözleri - Sensiz İstanbul'a Düşmanım

Kelimelerden alacaklı bir sağır gibi
İçimi döktüm bugün, yokluğunla konuştum
Tutsak gibi, enkaz gibi, kendim gibi
İçimden çıktım bugün, içimle konuştum

Yüzünü ilk kez gören bir çoçuk gibi
Gördüm kendimi gördüm
Kırıldı ayna paramparça
Paramparça ne varsa kadınım
Yokluğunda kaç damla gözyaşı eder adın
Ne olur, gel, gel, gel, gel
Ben sensiz istanbul’a düşmanım.

Kestiğim ümitlerden yelkenler yaptım ama
Yokluğunda ne gidebildim ne de kaldım
Gerçek miydi tutunmaya çalıştıklarım
Hediye süsü verilmiş ayrılıklarım

Kaybetmenin tiryakisi bir çoçuk gibi
Sustum, kendime kızdım
Kırıldı ayna paramparça
Paramparça ne varsa kadınım
Yokluğunda kaç damla gözyaşı eder adın
Ne olur, gel, gel, gel, gel
Ben sensiz istanbul’a düşmanım.

Şarkı Sözleri - Olduğu Kadar

Dert etmeye ne gerek var her şey olduğu kadar
Zorlamaya ne gerek var gittiği yere kadar
Özleyip kavuşamamayı aşk sandık senelerce
Zamanı durduramadık aşk bu mu hadi be sen de

Dört duvar arasında neler neler var aklında
Sana aşık olmaya mı geldim dünyaya?

Dört duvar arasında kimler kimler var yanında
Herkesin bir yedeği var mıdır dünyada?

Düşünmeye ne gerek var her şey olduğu kadar
Zorlamaya ne gerek var gittiği yere kadar
Kendine anlatamadın senin olmayan cümlelerle
Şişeler derman olurmuş derdine
Hadi be sen de

Dört duvar arasında neler neler var aklında
Sana aşık olmaya mı geldim dünyaya?

Dört duvar arasında kimler kimler var yanında
Herkesin bir yedeği var mıdır dünyada?

...gittiği yere kadar

Dört duvar arasında neler neler var aklında
Sana aşık olmaya mı geldim dünyaya?

Dört duvar arasında kimler kimler var yanında
Herkesin bir yedeği var mıdır dünyada?

Şarkı Sözleri - Sustukların Büyür İçinde

Bencil, ruhsuz ve boş gözlerle
Karşımdasın yabancı halinle
Bu ilk değil ama daha önce
Bu son demen bu kadar koymamıştı niye

Terkederken yanına al kara kaplı defterini
Akıtırsın kaleminden son sözünü iki yüzünü

Her nereye gidersen
Kendinle yüzleşirken kimse duymaz yalan söyle
Terkettiğin şehirler yarım kalmış şiirler
Sustukların büyür içinde

Her nereye gidersen

Neden durur masanın üstünde
Bomboş bir kağıt sevdiğin kalemle
Erken gelmeseydim
Yazacakmıydın üstüne
Bıraktığım yerde ama mutlu kal diye

Terkederken yanına al kara kaplı defterini
Akıtırsın kaleminden son sözünü iki yüzünü

Her nereye gidersen
Kendinle yüzleşirken kimse duymaz yalan söyle
Terkettiğin şehirler yarım kalmış şiirler
Sustukların büyür içinde.

Şarkı Sözleri - Zor Geliyor

Terk edip gitmek kolay
Alışkanlık kalır sadece geriye
Ve bir tek o koyar

Zor geliyor
Bitirmek başlamaktan
Barışmak savaşmaktan

Zor geliyor
Kabullenmek aldanmaktan
Ağır geliyor

Terk edip gitmek kolay
Alışkanlık kalır sadece geriye
Ve bir tek o koyar

Yeniden sevmek kolay
Başından başlamak gerekir her şeye
Ve bir tek o yorar

Ne senle ne de sensiz

Zor geliyor
Sevişmek uyumaktan
Unutmak kin tutmaktan

Zor geliyor
Bildiklerim yalanlardan
Ağır geliyor

Terk edip gitmek kolay
Alışkanlık kalır sadece geriye
Ve bir tek o koyar

Yeniden sevmek kolay
Başından başlamak gerekir her şeye
Ve bir tek o yorar

Ne senle ne de sensiz

Olmuyor

Şarkı Sözleri - Hiç Gelme Gideceksen

Usandık
Uslandık
Bu yağmurda
Yeter
Çok ıslandık

Yol olduk
Yok olduk
Bu yollarda aşınan
Hep biz olduk
Hep biz olduk

Kimler geçerken içimden
Bir sen vardın
Melekleri imrendiren
Hiç gelme gideceksen
Ürkek buz tanesi
Zamanın gelince
Eriyeceksen

Bir açtık
Bir solduk
Soluduk yıllarca
Tek nefes olduk
Bir vardık
Bir yoktuk
Bu yolları aşındıran
Hep biz olduk
Hep biz olduk

Kelimelerle oynarken hep seninle
Kanattık kalplerimizi
Kanattık uçuran birbirimizi

Ne kaldı geriye
Ne kaldı
Ne kaldı
Geriye?

Şarkı Sözleri - Baba Mesleği

İstersen kaç uzaklara kancık
Onca çocuğun eli yakanda senin artık
Bi gözleri kaldı masum bakan
Boyalı ayakkabılarınla basma toprağıma lan

Sustukça sıra sana gelecek bilesin

Yeterince ıslandı bu toprak
Sel aldı
Kanla karışık yağmur bastırdı
Can aldı

Durdukça hiçbir şey değişmez bilesin
Sustukça sıra sana da gelir bilesin

Kanla karışık yağmurlarla
Üstümüze özgürlük yağıyor gökyüzünden
Ölmeyi öğrendim ben
Daha yürümeyi öğrenmeden
Mermiler düşerken biri var uzakta tetiği çeken
Katil doğmuş baba mesleği

İstersen donat ordunu kancık
Onca yetimin ahı peşinde senin artık
İnsanmış haklarıymış yalan dolan
Boyalı ayakkabılarınla basma toprağıma lan

Sustukça sıra sana da gelir bilesin

Günü gelir unutulur ne basra kalır ne beyrut
Ama tarih hatırlayacak kim masum kim puşt

Durdukça hiçbir şey değişmez bilesin
Sustukça sıra sana da gelir bilesin

Kanla karışık yağmurlarla
Üstümüze özgürlük yağıyor gökyüzünden
Ölmeyi öğrendim ben
Daha yürümeyi öğrenmeden
Mermiler düşerken biri var uzakta tetiği çeken
Katil doğmuş baba mesleği

Demokrasi ambargo körfez kaos insani yardım ilk ortadoğu projesi insan hakları medeniyetler çatışması güvenlik ağı bunu siz yaptınız hayır siz yaptınız yeni dünya düzeni

Kanla karışık yağmurlarla
Üstümüze özgürlük yağıyor gökyüzünden
Ölmeyi öğrendim ben
Daha yürümeyi öğrenmeden
Mermiler düşerken biri var uzakta tetiği çeken
Katil doğmuş baba mesleği

Boyalı ayakkabılarınla basma toprağıma lan

Şarkı Sözleri - Zamana Bırakma Bizi

Son bir defa
Dokunur ruhuna
Dilimden kalbine
Apaçık bir muhtira

Zamana birakma bizi
Vucutlara böler kalbimizi
Başka dudaklar deger
Silinir muhrumun izi

Sanilmasin yastayım yapyalnizim
Yoluma devam ederim kaldığım yerden
Yalanlardan duvar ördüm göğsüme
Bir daha yara almam vurdugun yerden

Son bir defa
Gel sarıl boynuma
Ayrılıktan bahsetme
Ya da git kendi yoluna

Ama zamana birakma bizi
Vucutlara böler kalbimizi
Başkasina gösterme
Kalbindeki parmak izlerimi

Şarkı Sözleri - Dört

Bir şarkıya takılmışsan
Üstüne çökmüşse sözleri, yanında hüzün
Ruhuna ucundan dokunmuşsa,
Kararmışsa gün gibi aydınlık yüzün
Her telefon çaldığında
Karşındaki yine bir başkasıysa
Ağlamak, beklemekten çok kolay
Bir parça bile umut kalmadıysa

Ahh kaybolan
El değmemiş ruhumdu kir tutmayan
Ahh kaybolan
İçindeki çocuktu yeri dolmayan

Her gece yattığında
Aklındaki sevgilin değil bir başkasıysa
Ve her şeyi unutup uyumak istiyorsan
Sığınmak için seçtiğin yer rüyalrınsa

Her aynaya baktığında
Karşındaki sen değil bir başkasıysa
Ağlamak aldanmak kadar kolay
Kendine bile bakacak yüzün kalmadıysa

Ahh kaybolan
El değmemiş ruhumdu kir tutmayan
Ahh kaybolan
İçindeki çocuktu yeri dolmayan

Görmüyor musun kabuk bağlamıyor kanattığın hiçbir yaran
Hiçbir zaman geri dönmüyor kaybettiğin onca insan
Saat dört olmuş arıyorsun çaresini hüznün kederin
Acıdan başka dermanı yok ki boşvermiş bünyenin..

Şarkı Sözleri - Boşver

Hikayeler anlatıldı
Aşk meşk bağlılık hakkında
Ağlayacak yer kalmadı
Sahte dostların omzunda

Tükenen sensin aslında
Yalnızsın artık oyunda
Son pişmanlık fayda etmez
Azrailin makamında

Boşver konuşma
Bir dön bak arkana
Yaşanmamış olanlar
Pişmanlık aslında
Yoksun zamanla
Akrep dolandıkça
Yelkovan yorulmaz
Kalbin yorulsada

Şarkı Sözleri - Elalem

Gel güzelim aç gözünü
Elalemi baştan çıakr
Yalnızlığın tadını çıkar
Zor olsada
Maziyi unutamasanda
Geçecek hepsi kafana takma

Mutlu olmak senin elinde
Unutma
Kıymet bilmez onlar aldanma
Yorulma

Gel güzelim aç gönlünü
Girmiş kanıma bi kere zehir
Çıkmaz artık kolay değil
Gelsin biri gitsin biri
Unutsam gelmişi geçmişi
Gelsin biri gitsin biri
Silicem gelmişi geçmişi

Şarkı Sözleri - Karışmasın Kimseler

Ah dayan
Bırak yollar girsin aramıza
Söz sana
Başka bir ten giremez koynuma
Geçer zaman durmaz akar kör kuyuya
Ben beklerim
Yenik düşmem ucuz oyunlara
Dayan...üzülme...
Sen meleğim
Hiç durmadan ağlardın niye?
Gitme demedim
Bağlanmaktan korkarsın diye
Can yeleğim
Karışmasın kimseler bize
Gör beni
Körelmesin kalbin uzaklarda
Hiç düşünme
Mühür vurdum dudaklarıma
Karışmasın, konuşmasın,
Dokunmasın kimseler bize
Gel artık vakit geldi
Canıma yetti özledim çok

Şarkı Sözleri - Çok kısa

Eskiz hayatlara
Mağdur kahramanlar
Sönmüş mumlara dayanıyor
Ruhumun kopyası
Kayıp diyarlarda
Umutsuz seni dileniyor
Biz de baktık
Biz de baktık
Bu gözlerle
Kalabalık dünyaya
Kimleri yazdık
Kimleri yaktık
Bu sözlerle
Bitmeyen tenha satırlarla
Bitmeyen tenha satırlarla
Yanlız kalmazsın
Unutulmazsın
Hiç korkma
Kendini bırak bana
Yanlız kalmazsın
Kaybolmazsın
Hiç sanma
Kendinle barışsana
Hayat zaten çok kısa
Çok kısa çok kısa çok kısa
Çok kısa çok kısa çok kısa

Şarkı Sözleri - Üç

Saat üç ayaktasin
Uyku tutmamis yine
Ne yaziyorsun kara kara
Beyazlar ustune
Kalem biter hic guvenme tukenmez diye
Hayat bile sona erer gunun birinde
Sen hic yalniz kalmadin mi?
Kalabaligin icinde
Derdine derman aramadin mi?
Siselerin dibinde
Sozler sahteymis,
Cek kendini adim adim
Yuzler belliymis
Yagmurlarda aradigin
Bulamadigin
Usenmissin
Hikayeni bastan anlatmaya
Faydasi yok
Nefesini gecmisle yormaya
İtiraf et seviyorsun huznu kederi
Aci besler uyandirir
Bosvermis bunyeyi

Şarkı Sözleri - Rüzgar

Kadınlar, yaz yaz bitmez boş sayfalara
Günahlar, sil sil bitmez boşuna uğraşma

Hiç korkmadan yazdım kara tahtaya adımı
Tütün basıp kapattım kanayan damarımı

Yani rüzgar her şeyi alıp götürmeyecek mi?
Tek gecelik hatam için affetmeyecek mi?

Hani rüzgar her şeyi alıp götürecekti
Fırtınadan arda kalan yalnızlık şimdi

Kadınlar, bir ömür yetmez anlamaya
Oyunlar, hiç değmez kafanı yormaya

Boşver aldanma göğsündeki o hayvana
Boşver aldanma midendeki o sancıya

Şarkı Sözleri - Hayat Mars Etti

Dene yanıl gör gerçeği
Geçmişi yok sayarak
Mutlaka görmen gerek
Bakana fark atarak
Ağlayıp döndün yine
Başına dert açarak
Derdini açman gerek
Dostunla tek atarak
Hayat mars etti üstelik zar tutarak yine
Bense sıkıldım hep yek atmaktan kadere

Şarkı Sözleri - Yüzümden Düşen Bin Parça

Yüzümden düşen bin parçayı
Toplayıp attım kum saatine
Belki zamanla bir ihtimal
Eriyip akar gider diye
Gülümseyecek şey kalmadı
Dönüp bakınca maziye

Sen bazen ellerim dokunur diye
Haykırdın korkuyla kanatsız meleğe
Eriyip giderken
Ben zaten gözlerin donuk diye
Dokunmazdım buzlu cam yüzüne
Ürkeklik niye

Çok yürüdük yol almadık
Soluklanmak için durmadan
Kısırdöngüye adım attık
Bastığımız yere bakmadan
Beyaz bayrak çekilmedi cephanesiz kalmadan

Sen bazen ellerim dokunur diye
Haykırdın korkuyla kanatsız meleğe
Eriyip giderken
Ben zaten gözlerin donuk diye
Dokunmazdım buzlu cam yüzüne
Ürkeklik niye

Şarkı Sözleri - Bir Anlık İstek

Bir adım daha atma
Üstünde o farklı kokuyla
Dokunman soluman farklı
Şeytana uyma hakim ol nefsine
Bir anlık istek geçer aldanma
Bitip tükanmez gibi davranma
Ruhuna bile duyurmadan
Kandırdın aslında kendini
Aldatan tek sen misin düşün
Ağladığın o geceyi hatırla
Bir anlık istek geçer aldanma
Bitip tükenmez gibi davranma
Bir anlık istek geçer aldanma
Bitip tükenmez gibi davranma

Şarkı Sözleri - Yenilmişiz

Diyorlar ki yenilmisiz
Senin benim gibiler.
Soyleyenler yazanlar;
Canimizdan bezdirenler.
Kin tutmuslar,ruhsuz olmuslar
Sevmeyi sevilmeyi unutmuslar.

Yenildiysek belden asagi vurmadik asla
Acitmadik.

Diyorlar ki yenilmisz,
Ask nedir bilmeyenler
Diyorlar ki yenilmisiz..
Nefsimizi koreltmisiz..
Kir tutmuslar,
Kalp kirmislar
Gel bizimle yuru diyorlar..

Biyografi

09-11-1978 tarihinde doğan S. Birol Namoğlu, amatör müziğe İSTEK Kemal Atatürk lisesinde okurken Emir Işılay ve Murat Emre ile beraber kurdukları lise grubunda vokalistlik yaparak başladı. Bu grupla lise festivallerinde çaldı.

1998 yılında Serdar Derekoy ve Mustafa Keçeli ile beraber kurduğu Yanki grubu ile Boğaziçi Üniversitesi 1. Amatör Müzik yarışmasında en iyi erkek solist ödülünü, Yanki grubu da en iyi performans, en iyi grup ve jüri özel ödüllerini aldı. 1999'da Evren Gülçığ ile beraber Gripin'i kurdu.

06-09-77 tarihinde doğan Evren Gülçığ, 1993 yılında Şişli Terakki Lisesi'ndeki grubuyla Altın Mikrofon 2.lik ödülünü aldı. 1994-1995 arasında Emir Işılay ile kurduğu Pharoh isimli grupta gitar caldı. 1997 yılında Birol Namoğlu ile beraber “İsmi Lazım Değil” bir grupta gitar çaldı. 1997-1998 yılları arasında bir yandan Pera Güzel Sanatlar'da caz armonisi eğitimi alırken bir yandan tiyatro müzikleri hazırladı. 1999 da Birol Namoğlu ile beraber Gripin'i kurdu.

21-02-1982 tarihinde doğan Arda İnceoğlu, amatör müzik hayatına Evrim Lisesi'nde başladı. Lise konserleri ve yarışmalara katıldı. 2001 yılında Kung fu ile çalışmaya başladı. Kung Fu ile birçok konser ve festivaller ile beraber Line ve Kadıköy Budha Bar'da çaldi. 2002 yılı yazında Gripin'e geldi.

26-12-1981 tarihinde doğan Murat Başdoğan, amatör müzik hayatına Şişli Terakki Lisesi`nde başlayan bir diğer Gripin üyesi olan Murat, Krem Sedef ile beraber kurduğu Popcorn adlı okul grubuyla birçok lise festivalinde sahneye çıktı. 2001 yılında kendini aniden Gripin'de buldu.

22-05-1980 tarihinde doğan İlker Baliç, Kadıköy Anadolu Lisesi Grubu şeklinde kurdukları kung fu ile 9 sene çaldı. 2000'de Gripin'e katıldı. Halen cumaları Kung Fu ile Budha Bar'da sahne alıyor.

Röportaj - Gripin "Hikayeler" Anlatmaya Devam Edecek

Gripin, "Hikayeler Anlatıldı" albümüyle hüzünlü aşk öyküleri anlatıyor bize. Zaten aşkın mutluluk getirdiğine de pek inanmıyorlar. Bu yüzden şarkılara hüzün hakim. Mutlu oldukları zaman şarkı yapmak yerine başka şeyler yapıyorlar. Mesela bize röportaj verdiler. Gördük ki Gripin üyeleri çok eğlenceli.

Gripin’in bir araya gelme bir grup olma sürecini anlatır mısınız?

Basçımız Evren ve ben (Birol Namoğlu) zaten lise hayatımız boyunca beraber müzik yapıyorduk. Daha sonra üniversitede de amatör çalışmalarımız oldu. Festivallerde çaldık, sonra 1999 yılında Evren’le hadi bir grup kuralım dedik. Pazar günleri dolu geçer, müzik yaparız keyif alırız diye başladık. 2000 yılının Şubat ayında bir anda cumartesi geceleri Bronx’ta çıkmaya başladık. Ardından 4 sene boyunca cover yaptık. Bu süreçte değişiklikler oldu, Murat Başdoğan’ı gitara aldık, İlker Baliç, davula geldi. En sonunda da Arda İnceoğlu’nu klavyeye aldık. Tamam dedik bestelerimizi oluşturabiliriz. Ama asla albüm yapalım diye bir amacımız yoktu. Besteleri oluşturduk yaptık. 2004’ün Nisanı’nda ilk albümü çıkardık. 2005’in Nisanı’nda birbuçuğuncu albümü çıkarttık. Zaten zorlaya zorlaya olmuştu… Pazar günleri çıkar mısınız? Çıkarız. Cake de çalar mısınız? Çalarız. Albüm çıkarır mısınız? Çıkarırız… Yani hep bu şekilde oldu . Biz peşine düşmedik.

Harekete geçmenizi hep birileri mi talep etti sizden?

Öyle rast geldi… Cake konseri var çalar mısınız dediler? Biz de kabul ettik. Besteleri düzelttik. Beste yapalım para kazanalım gibi bir amacımız yoktu ama rast geldi.

Albüm yapmayı, konser vermeyi talep edip istemezken şansınız yaver gitti diyebilir miyiz?
Evet şansımız yaver gitti, istemezken demeyelim amaç edinmezken diyelim.

O zaman çok iyiydiniz insanlar sizi fark ettiler
Bizim içimizde de istek vardı ama amacımız albüm yapacağız olmadı.

Albüm yapma amacınız yoktu ama hiç düşünmediniz mi nereye kadar kulüplerde çalacağız?

Aynen öyle tam bunu düşünürken albüm teklifleri gelmeye başladı. İnanç ve isteğimiz vardı da pek uğraşmıyorduk. Demolar yapıp sağa sola yollamıyorduk bile.

İnsanlar genelde yoktan var ederler ama sizde biraz tersi olmuş galiba?

Biz genelde uyuşuk bir grubuz. Daha yeni yeni toparlanmaya başladık. Bunu iş olarak görmeyi planlamıyorduk. Sadece hobimizdi…

Artık bir iş olarak görüyor musunuz?

İş olarak görüyoruz, şu anda tam olarak ilgilenemesek de ilerde tamamen ilgilenmek istiyoruz. Hayat içinde kararlarımızı alırken en önemli şey müzik, belirleyici olan müzik. Ama yalnızca müzik yapamıyoruz benim ve Evren’in başka işleri de var çünkü maddi kaygımız var.

Müzik maddi olarak yeterli değil mi?
Yeterli olduğu an sadece müzik yaparız.

Sony’le nasıl iletişime geçtiniz onlardan mı teklif geldi siz mi buldunuz onları?

Biz ilk albümü yaptık GRGDN ile sonra Manga, GRGDN’ın bir başka grubu Sony BMG GRGDN ortaklığıyla çıktı biz de o havuza girdik sizi de alalım o havuza dediler. Böylece Sony ailesine girmiş olduk. Bu cesaret vermenin yanında sorumluluk da veriyor. O yüzden ikinci albüm için daha iyi şeyler yapmamız gerekecek. Bu yaz yeni albüm için stüdyoya kapanma projemiz var.

Bu yaz yeni albüm çalışmaları ile geçecek yani… Bu albüm zaten ilk albümünüzün yeniden düzenlenmesiydi değil mi?
İlk CD’si aynı zaten aşağı yukarı, düzenlemeleri biraz değişik. İkinci CD yeni, akustik. Canlı çalındılar.

Akustik çalmak size nasıl bir his yaşattı?

Çok daha serbest çok daha keyifli. Bizim mesleğimiz akustik enstrümanlar üstüne çıkışlı olduğu için bunlar daha çok yansıttı bizi. Bir de çok düşünmeden girdik çaldık çıktık. Daha bizi yansıtıyor.

Yeterince serbest bırakıldığınızı düşünüyor musunuz?

Evet serbest bırakıldık. Bu zaten sadece ortam sıcak dursun, Sony BMG ile bu işin içinde onu da lanse edelim diye yapıldı. Bir klibimiz var onunla beraber bir hediye verelim diye yapılmış yani satış kaygısı gütmeyen bir prodüksiyon olduğu için son derece serbest.

Albümünüzde bir bütünlük var mı?

Bir hüzün konsepti var. Hüzünlüyüz yani.

Neden hüzünlüsünüz?

Gripin kadını mutlu olsa ah yapmasa belki biz de mutlu olacağız. Mutluyken yazamıyoruz mutluyken başka bir şey yapıyoruz. Hüzünlüyken bir şeyler yazıyor bir şeyler deniyoruz. Şarkılar hep o zamanlarda çıkıyor.

Bu hüzün hali geçmeyecek mi diyorsunuz?
Büyük olasılıkla geçmeyecek.

Albüme gösterilen ilgi nasıl?

Şahane. İzmir konseri çok güzel geçti. Satışlarda güzel. Bu çok büyük bütçeli bir çalışma olmadığı için büyük prodüksiyonlar yapılmadı ama insanlar bayağı bir talep gösterdiler satışlar iyi gidiyor. Yani biraz da satılmış bir albümü de satıyoruz. Hedeflediğimize ulaştık. Zaten işin maddi getirisi konserlerden geliyor. Başka bir şeyden gelmiyor. Albüm satışlarından pek olmuyor 5 kişi olduğumuz için.

Maddi anlamda grup olmak bir handikap mı?

Aslında değil sonuçta 5 beynin üretmesi buna değer bir şey. Birisi şarkıları getiriyor siz çalıyorsunuz değil hep beraber yaptığınız için daha keyifli. Maddi açısını da ne yapalım onu da konserlerden alıyoruz.

Cover yapan bir grup olarak albümde cover yapmadınız neden?

Bunu düşünerek yapmadık bunlar cover grubu cover yapmışlar demesinler.

En azından popüler olacak alıp götürecek bir parça koyarlar genellikle?

İşte o cover grubu imajını silmek için. Kendi şarkılarımızla çıkmak öyle sevdirmek aslında zor ama bizim için daha iyi ve kalıcı.. Böyle çıkmak iyi, bir de kendimizi tamamen yansıtmak istedik. Ama ikinci albümde koyacağız.

Neyi coverlamayı düşünüyorsunuz?

MFÖ’den bizim senelerdir coverladığımız bir “Ele güne” var. Coverladığımız iki Türkçe parçadan biri zaten. Bayağı da farklı bir düzenleme. Onu istiyoruz, fena gitmiyordu görüşmeler bakalım…

Şimdi bir de “Sarışınım”ı coverladık. Bir de Duman’dan Hatun’u çalıyorduk.

“Hikayeler anlatıldı” sanki biraz bitti gitti tamam işte buraya kadar gibi bir his uyandırmıyor mu?

Onların hepsi gerçek hikayeler, şarkıların hepsi yaşanmış olduğu için hikayeler anlatıldı. Daha bitmedi canım yaşıyoruz daha evlenmedik. Evlenenler utansın. Basçımız evlenme teklif etti albüm kapağının arkasında. O artık hikaye falan anlatamayacak. Külahıma anlatsın.

O da başka hikayeler anlatır canım! Şimdi evliliği kötülemeyelim. Evren şimdi senden çocuğum olsun diye bir şarkı yazacak.

Gripin ismini nerden aldınız gripin her derde deva, her ağrıyı keser diye mi düşündünüz?

Hiç alakası yok rastlantısal. Stüdyo Gayrettepe’deydi, Gripin binası da ordaydı. Gruba isim ararken pencereden Gripin ismini gördük, olsun dedik 2000 yılında. Sonra da yapıştı kaldı çıkmadı.

Gripin ismini koyduk diye sponsor bulamıyoruz. Adam Gripin reklamı mı yapacağım diyor. Haklı.
Gerçi bizim Gripin’inimizin n’sinden sonra kesme işareti var.

O zaman biraz musdaripsiniz grubun isminden?
Aslında seviyoruz Gripin kadınını.

Klipteki kadınla bu kadının bir alakası var mı?

Yok, o da öyle duruyor onun da öyle bir havası var mutsuz ama o klipteki aşk acısı çekmiyor.

Aşklar hep hüzün mü getirir?

Her aşk bitermiş diye bir şarkı var e mutlu aşk yoktur bir yerden sonra aşk acı getiriyor. Zaten zorlayıcı bir durum olmadığı zaman aşk ortaya çıkmıyor.

Sizi şu an dinleyenler daha önceden bilenler mi yoksa artı bir kitle daha geldi mi?

Var, albümle beraber İzmir’e gittik ve 17 yaşında insanlar gördük. 7 yaşında çocuklar vardı, anneleri getirmiş. Boynumuza sarılıp imza alıyorlardı.

Hayal Kahvesi’nde de 50 yaşlarında insanlar ezbere söylüyorlardı şarkılarımızı şok olduk, saygı duyduk. Yelpaze geniş.

Söz konusu aşk acısı olunca yelpaze genişliyor herhalde!

Konserleriniz nasıl geçiyor daha popüler olduğunuzu hissediyor musunuz?

Bizim yaklaşımımızdan dolayı belki hayran grup ilişkisi yok aslında. Herkesle konuşuyoruz bizden imza isteyenlere imzamız para etmez diyoruz ne gerek var imza neymiş gibi bir tavrımız var. İzmir’de imza isteyen bir çocuğa ne imzası deyince çocuk kaldı öyle, gel başka bir şey yapalım fotoğraf çekelim dedik…

Anlaşıldı siz duruma adapte olmamışsınız…
Olmadık olmayız da… Kendimize göre politik düşüncelerimiz var ama müzikle verdiğimiz tek mesaj aşk.

Yeni albüm çalışmalarına başladınız mı? Bu albümün satışları ve ilgisini gördükçe motive oluyor musunuz?

Hep bir iddiamız vardı ikinci albümümüz çok daha geniş kitlelere yayılacak. Şimdi ilk albümün etkisi var.

Doğru bir zamanda çıktığınızı düşünüyor musunuz?

Şu an grup müziği revaçta. Geçen sene yine çok kalabalık bir dönemdi. Bu sene de öyle doğru bir dönem, bir trendmiş gibi de olabilir. Hani rock ve gruplar moda ve onlara albüm yapalım.

Arada kaynayabilir korkusu mu var?

Müziğimizle onu farklı bir yere atmaya çalışıyoruz. Alışılagelmiş melodilerden akorlardan çıkıp başka şeyler katarak bir parçayı iki bölüm A B şeklinde değil de A B C D gibi daha kalabalık daha komplike bir şeyler yapmaya çalışarak bundan çıkmaya çalışıyoruz birileri kalacak birileri gidecek bakalım. Bize hiç gidecekmişsiniz gibi gelmiyor.
Kalıcı olacağız.

Siz kimleri sever dinlersiniz?

MFÖ, Bülent Ortaçgil, Mor ve Ötesi, Duman, Manga, Vega…

Ortak projeler yapmayı düşündüğünüz sanatçılar var mı?

Öncelikle gelecek albüm için Ferman’ın dahil olduğu (Manga’nın solisti) bir şey yapacağız. Hem aynı şirkette hem de dost olmamızdan dolayı. Onun dışında 22 haziran’da Babylon’da akustik bir konserimiz var. Orada Türk enstrümanları kullanacağız.

Yeni klip çekecek misiniz?

Belki bir tane de akustiklere çekebiliriz.

Kulüp programınız devam edecek mi?

Hayır, onu albümle beraber bıraktık. Nadiren bir şey olabilir ayda bir. O da zaten konser gibi oluyor

Albüm yapınca daha mı kıymete biniyor gruplar, mesela kapris yapıyor musunuz?

Kaprisle alakası yok ama insan saygı görmek istiyor her şeyden önce.

Her hafta bir yerde çaldığın zaman konserlere bu defa kimse gelmiyor.

Müzik nereye kadar hayatınızda olacak?

En az dört beş sene. Zaten müzikte 5 seneye kadar bir şey yapabilirsek yapabiliriz maddi veya manevi ilk etapta. Eğer güzel bir yerde olursa da ömür boyu olacak müzik hayatımızda.

Rock Müzik Türkiye’de hangi aşamada?

Aslında son dönemlerde hak ettiği değere yaklaşıyor bizce ama daha çok yolu var en son Manga’yla konuşunca hani listeler var ya top 10. Ayrı bir rock listesi oluşana kadar hak ettiği değere ulaştığını söyleyemeyeceğiz. Şu anda bayağı ilgi görüyor inşallah bu moda olarak kalmaz da kalıcı olur.

Peki eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Yoğurt yiyin


Gripin.org - 01 Haziran 2005

Röportaj - İlaç Gibi Bir Grup

İlaç Gibi Bir Grup

Gripin adi nereden çikti? Bir de o sondaki apostrof niye?
Daha albüm fikri yokken, stüdyo zamanlarinda bir gün stüdyodan çikmisiz gidiyoruz. Grup kurulali 1,5 sene olmus, hala adi yok. Arabayla giderken Gripin fabrikasinin önünden geçiyorduk, bir anda çagrisim oldu, Gripin kadini, ilaç, agri... Bir de çok özellikli bir ilaçtir Gripin, bakkallarda filan satilir, köylü sehirli fark etmez, herkes içer. Benim çevremde bir sürü insan da içiyor, gerçi ben nasil içiyorlar inanamiyorum.

Parmak kadar bir sey o. Strafora benzer bir kapsülü var hani.
Tabi tabi. Hatta strafor da olabilir o. Ondan sonra da grubun adi kaldi öyle. Çok da güzel anlamlar yükledik. Hani o Gripin kadininin yüzünde bir hüzün vardir ya bizim parçalarimizda da dikkat ettiyseniz bir parça hüzün vardir (gülüsmeler). Yalniz tam albüm çikacak, telif filan sorun olmasin dedik. Peki ne yapalim, Gripin Ingilizce'deki griping'e benziyor, peki insanlar "ing"yi nasil kisaltiyorlar, sonuna apostrof koyuyorlar, hadi biz de öyle yapalim dedik. Sonra açtik sözlüge baktik, "gripe"dan geliyor, o da mide sancisi demek. Oldu iste öyle. Apostrofu da koyduk tepesine, fistik gibi Gripin oldu iste.

Sevimsiz ama karsilastirma yapacagiz. Mor ve Ötesi aktivist, Duman bosvermis... Siz öyle kendi halinizde... Kendinizi nasil bir yerde görüyorsunuz?
Hiç konumlamadik kendimizi ama mutlaka konumlayacaksak metropol rock grubu diyebiliriz. Sehir insani için müzik yapiyoruz, zaten çaldigimiz yerler de sehirde gördügünüz gibi. Genel olarak herkesin yasadigi acilari da müzigimizle anlatiyoruz. Bunun arkasina da politik bir anlam yüklemedik. Uç noktalarda politik düsüncelerimiz yok, bunu müzige yansitmanin da zaten bizce hiçbir anlami olmadigini düsünüyoruz.

Uzun zaman Ingilizce cover yaptiktan sonra Türkçe albüm hazirlamak hiç endise yaratmadi mi?
Hiç yaratmadi. Çünkü biz albüm yapalim diye beste yazmadik. Bir anda Birol bir sarkiyla geldi. Ilk parça "Üç"ün çok eski haliydi ve Ingilizce yazilmisti. Düsündük, Türkiye'de yasiyoruz, neden Ingilizce yapalim ki? Türkçe çok da güzel bir dil, bir sürü oyun yapabiliyorsunuz, kelime oyunlari, çift anlamlar vesaire... Yavas yavas besteler çikmaya basladi. Albüm yapma gibi bir hedef olmayinca yapilanlar zaten insanin içine siniyor.

Ikinci albümde cover var mi?
Düsünüyoruz. Eger olabilirse "Ele güne" olsa çok iyi olur. Çünkü yapisti o parça, çalarken çok da keyif aliyoruz.

Prodüktör ile çalismak kafanizdaki seylerin degismesine yol açti mi?
Pozitif yönde etkiler oldu, bizim göremedigiz seyleri görmemizi sagladi. Zaten Haluk Kurosman, müzik zevki ve hayata bakisiyla bize benzeyen bir insan. Menajerimiz Hadi de öyle. Dolayisiyla hiçbir sorun yasamadik, hatta söyle bir sey oldu. Is nedeniyle Küba'ya gitmem gerekiyordu, bas kayitlarini tamamladim, 10 gün sonra döndüm, bu sirada diger çocuklar da kayitlarini yapmislar ve düzenlemeler yapilmis. Çok güzellesmisti parçalar.

Anadolu turu gibi bir sey?
Öyle bir sey yok. Ama olsa hayir demeyiz, islerimizi ayarlayabilsek çok güzel olur. Hep Istanbul grubu olmak gibi bir durum yok yani. Klip çekimi ile çakisan bir Antalya konseri olmustu, oradaki insanlar da bütün parçalari bizimle birlikte, keyifle söylüyorlardi, demek ki Istanbul disinda bizi taniyan birçok insan var.

Videolardan memnun musunuz?
"Bosver"den hiç memnun degildik. "Karismasin Kimseler" de, yani, "Bosver"den daha iyi oldugu kesin. Hayalimizdeki miydi, hayalimizdeki degildi. Yine de arsivlerdeki yerini alabilecek, yillar sonra torunlara gösterdigimde "aa dede ne kadar gençmissin" dedirtecek, utanmadan sikilmadan gösterebilecegim bir video oldu.

Biliyorsunuz insanlar çok atip tutuyor arkanizdan, "Birol ruhsuz söylüyor", "klavyeler arkadan kayit", "davul disinda düzgün bir sey yok"... Ya biz dinleyici olarak hiçbir sey anlamiyoruz ya baska bir Gripin daha var ya da çekemeyen çok?
Hepsi dogrudur, biz playback yapiyoruz, hatta Birol'un sesi de Birol'un sesi degil. Bir Milli Vanilli vakasini Türkiye'de yasatiyoruz yani (gülüsmeler). Ama bu bir sir, bunu yazma(!).

Gerçi Milli Vanilli'deki çocuklar güzeldi, Birol yani, ee..
Degil mi, Birol'u neden çikardiysak (kahkalar). Oradaki olay su bence, internet o kadar serbest bir ortam ki agzi olan konusuyor. Bütün elestirilere son derece açigiz ama biz 5 sene boyunca her hafta çaldik. Bu 5 senede mutlaka bizim de zevk almadan çaldigimiz birkaç sefer olmustur; ben ilk saatin sonunda ayakta uyumaya baslamisimdir, Murat kusayim mi kusmayayim mi diye düsünüyordur vesaire. Öyle bir sefere denk gelmistir, o zaman olabilir. Ama üç dört konser dinlemeden böyle bir yorum yapilmasi dogru bir sey mi, bence degil. Geçen gün sözlükte bir sey okudum, insan sevmedigi bir gruba o kadar yazmaz, baska bir sey var, bir kini var ne bileyim, mantikli bir elestiri degil.

Biri sözlükte "televolenin 'gecelerin onlarla bambaska' oldugunu söyledigi grup" yazmis.
Televole'de çiktik biz. Inanmasi güç ama gerçek. Etiler'in Taksim'e tasindigi dönemdi tam. Televole'de haber olarak "Tarabya-Etiler" karsilastirmasi gibi "Beyoglu-Etiler" yapmislar. Etiler'de çilginca eglenen insanlar out, Taksim'de rock barlarda eglenenler in seklinde bir habere konu olduk. Arkasindan Birol, Pazar Keyfi sunacakti ama fazla para vermediler, gitmedi. Hak veriyorum.

Bir ara çok ayni seyleri çaliyordunuz, neden öyleydi?
Tabi, tembeldik (gülüsmeler). Baslica sebebi buydu.

Ben aldiginiz tepkilerden memnunsunuz gibi bir sey diyeceksin diye bekliyordum.
Tabi, bu daha güzelmis, öyle olmustu zaten tabii ki (gülüsmeler). Tembellikten çogu iste. Bir araya gelip çalisma firsatimiz oldugu zamanlarda albümü kaydediyorduk. Son dönemde biz de fark ettik, yeni bir seyler çikacak insallah.

Site de hep ayni.
Tembellik iste o da. Flasçi benim. Ruhumuza islemis tembellik. Klasik Gripin cevabi.

Tekrar "Gripin artik her hafta surada" gibi bir sey olacak mi?
Öyle bir sey olmayacak. Maksimum, üç hafta arka arkaya ayni yerde olabilir ama iki ay ayni yerde olmayacak. Gripin'in mekani artik surasi gibi bir sey yok.

Daha albümünüz çikmadan fanatik hayran kitleniz, sahneye atlamaya çalisan kizlar nasil oldu?
Bronx'ta baslarken "pek bilinmeyen bir yerde baslayalim ve onunla birlikte bilinelim"di amacimiz. Bronx küçücük bir yerdi, orada basladik, bir buçuk sene sonra Bronx daha büyük bir yere tasindi. Eski insanlar daha fazla insanla birlikte geldiler. Insanlarin hafta sonu gayet samimi bir ortamda eglenip, dagitip sarki söyledigi bir yer haline geldi Bronx, Gripin de onlarin grubu oldu. Öyle bir sahiplenme oldu ve çoguyla gel git derken de arkadas olduk. Snob bir havamiz da yok zaten.

Albümle birlikte olusan kitle biraz daha farkli mi, yoksa o eski kitlenin aynisinin genislemis hali mi?
Bizim hedefimiz ikincisiydi. Ama gördügümüz su oldu, çok farkli kesimden insanlar dinler hale gelmisler. Bunun en iyi örnegi, bir arkadasim çalistigi fabrikada dökümcünün elinde görmüs CD'yi. Ben neden diye sordum gerçi kendime, öyle bir sey yaptik mi, bence yapmadik. Ama oldu. Kötü mü, hayir bence çok güzel.

Aranizda ögrenci var, çalisan var. Önce müzik diyor musunuz?
Önce ders canim (kahkahalar)! Simdi ailelere karsi sorumluluk filan alalim biraz, önce ders! Önce grup diye bir sey yok, keske olabilse ama olamiyor, Türkiye sartlarinda bu pek mümkün degil. Esit miktarda götürmeye çalisiyoruz. Yogun insanlariz. Sehir disi konserleri hafta sonudur, dengelemeye çalisiyoruz. Çogu zaman da dengeli görünüyor. Harika, amacimiza ulasmisiz.

Baskaaa...
Senay Akay?

Dogru en önemlisi oydu degil mi (gülüsmeler)? Siz ne dinleyip egleniyorsunuz?
Genel olarak grubun ortak zevki Muse. Hiç çalmayiz tabii ama seviyoruz!! Son dönemde Keane, Maroon 5 var. Bunun disinda kuzey ülkelerine bir egilim var grupta son zamanlarda. Elektro cazcilar var.

Süper ünlü olmanin Çarkifelek'li, sabah programli bir yolu olsa "n'olacak çikariz" mi dersiniz yoksa istemez misiniz? Ama Emel'li, Arto'lu Çarkifelek.
Yok, Çarkifelek olmaz. Hülya Avsar'in programi olmaz. Olmaz yani o is. Ama Zaga'ya çiktik. Esra Ceyhan'a giderim. Neden giderim, olay çikarmaya giderim (kahkalar). (Kötü kötü bakip) Ne? Egleniriz de yani.

Buffy mi Angel mi?
Angel tabi. Önce Angel sonra Buffy.

İstegenç.com.tr - 17 Kasım 2006

Gripin - Hikayeler Anlatıldı

Ülkemiz alternatif rock arenası listesine her geçen gün kattığı güçlü ve deneyimli isimlerin albümleriye daha da melezleşiyor ve tabii ki güçleniyor. Bunlardan bir tanesi de yıllarca barlarda cover çalmış olan ve en nihayetinde ‘Hikayeler anlatıldı’ isimli bomba gibi bir albümle gönüllerimizi feth eden Gripin. Bu gibi gruplar kendi coğrafyalarının özü ve batının teknolojisi mavrasına çelmeyi takmış gibiler. Elimizdeki 2004 tarihli Gripin albümü ‘Hikayeler anlatıldı’da İstanbul’da kaydedilmiş.

Gripin doğulu soğuk gözlerle batıya bakıyor ve gönlünce sürüyor arabasını. Kendilerini batının kollarına atmadan ve ikamet ettikleri coğrafyaya sıcak bakışlar atarak doğu’dan batı’ya tutmuş ayna mahiyetindeki albümünü. Kimliklerini müziklerinde yansıtmaktan kaçınmamışlar.En güzeli ise ‘Hikayeler anlatıldı’ isimli albümlerinde bize parçalanmış yaşamlarımızı yeniden kurgulayan bir sanal coğrafya sunuyorlar.

Bir ayağıyla alternatif rock albümü denebilir belki bu albüme. Ancak albüm biraz da Radiohead müziğinin rock’a sunulmuş yeni bir formu. Transrock, etno geçişler ve bir sürü şeyden müteşekkil bir müzikal varyeteden oluşuyor 'Hikayeler anlatıldı'. Eteklerindeki taşları ortaya döküp yeniden formüle ediyor, ellerindeki binbir çeşit bir farklı rock’sal kesişme yüzünden salt ‘alternatif bir rock’u yakıştıramıyorlar kendilerine. üstelik üyeleri itibariyle de oldukça profesyönel bir ekip olarak el sallıyor bizlere Gripin.


Albümün açılış arçası olan ‘Boşver’in ardından ‘Elalem’ geliyor, adının da aşikar ettiği gibi bir melezleme içeriyor. Klasik rock müziği’nin enstrüman ve vokal çakıştırmalarıyla sarmalanmış sarsıcı bir kimyası var gerçekten.

'Karışmasın Kimseler'de bizi doğu ve batı'da kurduğu çadırın içine sokuyor grup. Ekolarla bezenmiş atmosferik 'Çok Kısa' isimli şarkının ardından inanılmaz vokal oyunlarıyla ‘Üç’ karşımıza dikiliyor.

Bizim gayda sesi olarak algıladığımız fakat grup üyelerinin ise gitar sesi olduğunu söylediği ‘Rüzgar’için ise gönül rahatlığıyla bir asya ve avrupa füzyonu denebilir.

‘Hayat Mars Etti’ ise vokalleriyle de eğlenceli bir parça. Albümün son parçası olan ‘Yenilmişiz’in sözleri için bile bu albümü cebinizde taşıyabilirsiniz.

Teoman'ın son albümünde öncüsü olduğu elektro efektler ve Replikas’ın atmosferik seslerini andıran stüdyo harikalarının ardından oldukça uzun emek isteyen zor bir albüm ortaya konulmuş denebilir ‘Hikayeler anlatıldı’için. Sırf bu yüzden bile biriki dinleyip kenara atmayın derim, bir süre sonra elinizin ilk gittiği albümlerden biri olacak çünkü ‘Hikayeler anlatıldı’.

Gripin coğrafyaların üzerinden elektro gitarlarla salınıyor ve bize de üstümüzden geçerken düşündürdükleri kalıyor.