9 Eylül 2007 Pazar

Gripin her derde deva (Röportaj)

Tolga AKYILDIZ

Gripin’in, bir dönem İstanbul’un en iyi cover gruplarından biri olduğunu söylemek isterim.

Bir yandan cover programlarını icra ederken sahnede pişiyor, bir yandan da kendi şarkılarını yazıyorlardı. Derken hepimizin merakla beklediği albümü çıkardı Gripin. Uzun zamandır yapılmış en iyi ilk albümlerden biriydi "Hikayeler Anlatıldı". Bunu Gripin’in, sound olarak yaygın Türk rock sound’u içinde belirgin bir şekilde farklılaşmasına da bağlamak mümkün, albümde bir tane boş şarkı olmamasına da, şarkılardaki masalsı anlatıma da, kolay algılanır melodik yapıların üzerine yazılan samimi ama sarsıcı sözlere de... Kısacası, iyi bir albümde olması gereken ne varsa "Hikayeler Anlatıldı"da vardı.

SAHNELERİ ÇOK İYİ

Albüm hak ettiği yere geldi mi? Ne yazık ki, hayır. Gripin hak ettiği yere geldi mi? Ona da hayır tabii. Ancak izleme fırsatı bulanlar bilirler; Gripin’in çok iyi bir sahnesi vardır. İlk albümle birlikte bolca konser verme fırsatı bularak şarkılarını geniş kitlelerle buluşturmuş, insanları hep bir ağızdan söyleme kıvamına kolayca getirmiş ve kendi cemaatini yaratmıştır Gripin.

Tam bu noktada Sony BMG’nin yapımcı ortağı Grgdn’dan söz etmek istiyorum. Gripin, MaNga, Emre Aydın; Vega, Göksel gibi önemli isimlerin menajer şirketi Grgdn; Sony BMG’ye bir süredir albümlerin yapımcılığında da ortak oluyor. Geçtiğimiz hafta yazdığım ve menajer şirket modelini açıklamaya çalıştığım yazımda sözünü ettiğim dönüşümü büyük ölçüde gerçekleştirmiş bir şirket. Sanatçıları adına hem toplu olarak hem de ayrı ayrı bolca konser anlaşması imzalamakla kalmadı; popüler gruplarının alt grubu olarak tanıtmak istediği yeni isimlere şans verip büyük bir başarı kazandı geçtiğimiz dönemde. Örneğin Emre Aydın şarkılarını albüm piyasaya çıkmadan herkes ezbere söylüyordu Gripin, MaNga ya da Vega konserlerinde. Albümün büyük bir hızla ticari bir seçenek olma özelliğini yitirdiği bir dönemde ne kadar doğru bir yaklaşım öyle değil mi? Şimdi Gripin’in kendi adını taşıyan ikinci albümünün en önemli tanıtım ayağı da Emre Aydın konserleri olacak büyük olasılık.

BU ALBÜM DAHA OLGUN

Lafı fazla dolandırmadan asıl konumuza, Gripin’in ikinci albümüne dönelim. Albüm piyasaya çıkmadan önce sound’un daha sert ve elektronik olacağına dair tüyolar almıştım. Bu nedenle, Hikayeler Anlatıldı’nın şarkı kalitesi açısından çıtası çok yüksekti. İkinci albümün sound’a fazla odaklanan ve şarkıyı es geçen bir tutumu mu olacaktı acaba? Böyle olursa işlerin Gripin açısından iyice güçleşeceği kesindi çünkü.

Neyse ki korktuğum başıma gelmedi. Şarkılar açısından ilk albümle rahatça aşık atacak kalitede, sound açısındansa ilk albüme kıyasla daha olgun bir Gripin’le karşı karşıyayız. Hani benzetmek gerekirse, Muse’un elektronikliği kadar bir elektroniklik düşünün. Solist Birol Namoğlu’nun da vokal olarak kendini geliştirdiğini söylemek isterim. Emre Aydın, Manga’dan Ferman ve Pamela ile yapılan düetlerse albüme güç katıyor.

Albümün prodüktörlüğünü, Gripin’le birlikte düzenlemelerini, kaydını, miksini yapan Haluk Kuruosman farklı bir müzik adamı. Piyasa klişelerine göre değil, daha çok orijinal sound yaratmaya dönük bir anlayışı var. Üstelik bu sound’u şişik bir egoyla sanatçıya rağmen değil, sanatçıyla birlikte oluşturuyor. Tıpkı iyi bir müzikal prodüktörün yapması gerektiği gibi. Emre Aydın’ın albümünde de öyleydi, şimdi Gripin’in ikinci albümünde de öyle. Çok değişik müzikal alanlardan beslendiğini ben hissedebiliyorum ve farklı projelerde ve sound’larda neler yapacağını çok merak ediyorum açıkçası.

Hiç abartısız tüm şarkılarını sevdiğim Gripin albümünden, sizin güzel hatırınız için öne çıkan birkaç parçayı da saymadan geçmeyeyim... "Böyle Kahpedir Dünya", "Sensiz İstanbul’a Düşmanım", "Sustukların Büyür İçinde", "Hiç Gelme Gideceksen", "Baba Mesleği" ve "Dört".

İki albümü hakkıyla dolduracak güçte onca iyi şarkı yazan Gripin’e iyi şarkının mumla arandığı şu dönemde ayrıca teşekkür etmek isterim.

Kaynak : http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=6286502

Hiç yorum yok: